Bazı hikâyeler vardır, bir derneğin tabelasından çok daha fazlasını taşır. “Kamer Derneği” de işte tam olarak böyle bir hikâyenin adı. Kadınların birbirine tutunduğu, dayanışmanın adım adım büyüdüğü, sessiz ama güçlü bir dönüşümün sembolü. Bu yazıda, hem verilerle hem de insan hikâyeleriyle “Kamer Derneği nedir?” sorusunun kalbine inelim.
Kamer Derneği Nedir?
Kamer, tam adıyla Kadının İnsan Hakları – Kamer Vakfı olarak bilinen, Türkiye’nin doğusunda doğup ülke geneline yayılan bir kadın dayanışma örgütüdür. 1997 yılında Diyarbakır’da, Nebahat Akkoç tarafından kurulmuştur. Amacı, kadınların insan haklarını öğrenmesini, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık kazanmasını ve şiddetsiz bir yaşam kurabilmesini sağlamaktır.
Kamer, sadece bir yardım kurumu değil; aynı zamanda dönüştürücü bir eğitim hareketidir. Kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmaları, kendi kararlarını alabilmeleri ve toplumda aktif roller üstlenmeleri için çeşitli projeler yürütür.
—
Tarihçe: Bir Kadının Hikâyesinden Binlerce Kadının Hikâyesine
Bir kişisel direnişten doğan örgütlenme
Nebahat Akkoç’un hikâyesi, Kamer’in özünü anlamak için çok önemlidir. 1990’ların başında, eşi polis memuru olan Akkoç, faili meçhul bir cinayetle eşini kaybettikten sonra yaşadığı travmayı toplumda başka kadınların da sessizce yaşadığını fark etti. “Kadınlar konuşmazsa, şiddet hiç bitmez,” diyerek yola çıktı. İşte o noktada Kamer Derneği, bir kadının kişisel acısından doğan kolektif bir direnişin sesi oldu.
İlk adımlar ve büyüme süreci
1997’de küçük bir apartman dairesinde başlayan dernek çalışmaları, kısa sürede Diyarbakır’dan Mardin’e, Van’dan Batman’a yayıldı. Kamer, bugün 20’den fazla ilde temsilciliği olan bir ağ hâline geldi. Her ilde “Kamer Kadın Merkezleri” açarak yerel kadınlara hem hukuki hem psikolojik destek sunuyor.
—
Verilerle Kamer’in Etkisi
Kamer’in çalışmalarını sadece duygusal hikâyelerle değil, somut verilerle de görmek mümkün:
2024 verilerine göre, her yıl yaklaşık 15.000 kadın, Kamer merkezlerinden destek alıyor.
Kurulduğundan bu yana 200.000’in üzerinde kadın, eğitim, danışmanlık veya ekonomik proje programlarından faydalandı.
Derneğin yürüttüğü “Kadın İnsan Hakları Eğitim Programı”, Türkiye genelinde 70’ten fazla sivil toplum kuruluşuna model oldu.
Kamer’in geliştirdiği “Erkeklerle Şiddetsiz Yaşam” atölyeleri, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda erkekleri de sürece dâhil eden öncü uygulamalardan biri.
Bu rakamlar, sadece bir STK’nın başarısını değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün veriye yansımış hâlini gösteriyor.
—
Gerçek Dünyadan Hikâyeler
Birçok kadın Kamer’le tanıştıktan sonra hayatında köklü değişiklikler yaşadı.
“İlk kez biri beni dinledi.”
Van’daki Kamer merkezine başvuran Ayşe (isim değiştirildi), ev içi şiddetle mücadele ederken Kamer’in desteğiyle hukuki süreç başlatıyor. Bugün kendi küçük dikiş atölyesini işletiyor. “Kamer olmasaydı, sesim hiç duyulmazdı,” diyor.
“Kızım için öğrendim.”
Diyarbakır’da yaşayan bir başka kadın, “Kızım da benim gibi korkarak büyümesin diye katıldım,” diyor. Eğitim programı sayesinde toplumsal cinsiyet farkındalığı kazanıyor ve şimdi kendi mahallesinde kadın toplantıları düzenliyor.
Bu hikâyeler, Kamer’in sadece yardım eden değil, kadınları özne hâline getiren bir yapı olduğunun göstergesi.
—
Toplumsal Etki ve Akademik Çalışmalar
Kamer’in etkisi, sosyolojik araştırmalarda da sıkça inceleniyor.
Sabancı Üniversitesi ve UN Women raporlarında, Kamer’in Güneydoğu Anadolu’daki toplumsal cinsiyet normlarını dönüştürmede örnek model olarak gösterildiği belirtiliyor.
Dernek, şiddetle mücadele politikalarının yerelleştirilmesinde aktif rol oynuyor; belediyeler ve kamu kurumlarıyla ortak projeler yürütüyor.
Bu yönüyle Kamer, sadece sivil toplumun değil, kamusal politikanın da dönüşümünde etkili bir aktör.
—
Kamer’in Geleceği: Dijitalleşme ve Genç Kadın Hareketi
Bugün Kamer, genç kadınlara ulaşmak için dijital araçları kullanmaya başladı.
Sosyal medya üzerinden çevrim içi eğitimler veriyor.
Gençlerin katılımını artırmak için üniversitelerle iş birlikleri yapıyor.
“Kız Kardeşlik Ağı” projesiyle, farklı şehirlerdeki genç kadınları çevrim içi platformlarda bir araya getiriyor.
Bu çabalar, Kamer’in sadece geçmişin değil, geleceğin dayanışma modeli olacağını gösteriyor.
—
Son Söz: Dayanışmanın Işığını Büyütmek
Kamer Derneği, bir binanın duvarları arasında kalmış bir kurum değil; kadınların kendi sesini bulduğu bir topluluk. Onun hikâyesi, verilerle desteklenen ama yüreğe dokunan bir gerçeklik: dayanışmanın gücü.
Peki sen hiç düşünmüş müydün, çevrendeki kadın dayanışma hikâyeleri nelerdir?
Bir kadının elini tutmak, bir toplumu değiştirebilir mi?
Belki de bu yazı, senin de o hikâyenin bir parçası olman için küçük bir çağrıdır.